BİLGİNİN GÜCÜ

Çok zengin ve matematiksel bir dil olan Türkçemiz; "bilgi" kavramını tanımlama konusunda ürettiği kavramların, aydınlar tarafından yeterince algılanmaması ve yanlış kullanımı yüzünden yetersizlikle suçlanıyor. Bilginin bilinen iki boyutu bulunmaktadır. Bu ayrım İngilizce dilinde "knowledge" ve "information" kelimeleri ile ifade ediliyor. Buna mukabil, Türkçe'de bazı aydınlarımız her ikisi için de "bilgi" kavramı kullanıyor. Oysa dilimizdeki “veri” ve “bilgi” tanımları bunu karşılıyor.

Araştırma, deney, düşünsel süreç vb. sonucu üretilen her “veri”, hamdır, yani soyuttur. Paylaşılması, anlaşılması, doğrulanması ya da yanlışlığının vurgulanması, üzerine eklenmesi ya da ondan türetilmesi için semboller, kodlar ve benzeri şekillere dönüştürülmesi gerekir. Yazılması, formüllerle veya sayılarla ifade edilmesi gerekir. Böylelikle “veri” "bilgi" halini alır. Bilginin yayılması ve paylaşılması, ancak bu sayede olur.

Ayrıca bilginin bir araç ya da bir "silah" olarak kullanılabilmesi için çeşitli özellikleri olması gerekir. Bunlar: Dakiklik, Kesinlik, İlgi, Tutarlılık, Bütünlük, Erişilebilirlik, Biçim, Uyum, Güvenlik, Geçerlilik, gibi unsurlardır.

Bunlardan özellikle ilk üçü, dakiklik, kesinlik ve ilgi, bilginin bir silah olarak kalitesini doğrudan belirler. Bu üç ölçeğe azami ölçüde hâkim olan, hasmı üzerinde üstünlük kurar. Bilgi kalitesini belirleyen bu üç ölçüyü, ölçülebilir ve ölçeklenebilir ve karşılaştırılabilir özelliklere dönüştürürsek, bunları en yükseğe taşıyan taraf, hasmına üstünlük kurar.

Rakibe karşı üstünlük kurmak, her üç eksende hasım ile fark yaratmaya bağlıdır. Bu fark, hasmın bilgiye ulaşma sürati, tam ve net bilgi üretme kabiliyetinden, kendi muadil kabiliyetlerimizin fazla ve üstün olmasına bağlıdır.

Bu farkı yaratmak için, yaratıcılık ve hayal gücü (vizyon ve yenilikçilik) ve yoğun bilgi ve tecrübe birikimi gerekmektedir. Bu becerinin, sıradan bürokratik mekanizmalarla, amacını kaybetmiş ve yozlaşmış siyaset yöntemleri ile ve yetersiz eğitim düzeyleri ile elde edilmesi mümkün değildir.

Bilgi, ona sahip olanın değil, onu yönetenin elinde yok edici bir silaha dönüşebilir. Dolayı ile günümüzde bilgiye sahip olmakla birlikte onu yerinde ve zamanında kullanabilmekte büyük önem arz etmektedir.

Türk Milletinin geleceği, bilgiye ulaşma ve onu işleme başarısında yatmaktadır. Bilişim dediğimiz bu olay, çağdaş medeniyet düzeyini yakalamak için bir kaldıracak görevi üstlenmektedir. Yazılım ve bilişim konusunda kendini geliştiren Türk Gençlerine, dünyanın her tarafından yoğun talep bulunmaktadır.

Son yıllarda üniversitelerimiz ve özel sektör kuruluşlarında hızla gelişen ARGE merkezleri ve teknoparklar bu amaca hizmet etmektedirler. Yenilikçi yaklaşımlarla hızla değişmek ve çağdaşlaşmak zorundayız. Ülke kaynaklarına ulaşmamızı ve gelişmemizi engelleyenlerin temel düşüncesi bu yükselişi önlemektir.

Türk Milletinin yeni ufuklara doğru, uzaya ve yıldızlara doğru sıçrama yapması kesinlikle zorunludur. Bu ham bir hayal değildir. Bizi Asya’dan batan güneşe yani batıya göç ettiren “Kızıl Elma” ülkümüz artık Ay’a ve Yıldız’a ulaşmak zorundadır. O halde milli ülkü kâinat ölçeğinde düşünülmelidir.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.