ÇOCUKLARIMIZIN DEVLETİ

Alışmaya başladığımız yeni bir dönem var, çocuklarımızın hayatlarına dair en ufak ayrıntıya kadar dikkatli olmaya çalışıyoruz…

Yaşayabilecekleri travmalar, giydiği ayakkabıların ayak yapısına verebileceği zarar, öğretmeniyle olan iletişiminin hayatına olan etkisi, gideceği kreşteki yemek düzeni…

Yabancı dili kaç yaşında hangi okulda daha iyi öğrenebileceği…

Yani en ufak ayrıntıya kadar özen ve ciddiyet…

Devlet… 2000 yıldır yıkılmaması için de kurulması için de ayrı bedeller ödenen kutsalımız…

Kısa bir süre sonra devletimizin yöneticisini seçeceğiz.

Dünyadaki her devlete, topluma, bayrağa saygılı olmakla birlikte burası bizim varlığımız...

Devletimizi yönetecek oluşumu seçmek de çocuklarımızın hangi okulda daha kaliteli eğitim alacağı kadar önemli olmalı…

Seçimde yarışacak iki ittifak var. Kısaca bir inceleyelim:

Cumhur ittifakı 2017 yılında temellendirilen bir ittifak.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin beklentisiz, tartışmasız adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır demesiyle başlayan seçim süreci...

Belki bundan daha sıra dışı olan ise; yapılacak ittifakta, herhangi bir siyasi mevki beklentimiz yoktur ifadesi. Bu denli menfaatsiz bir oluşuma alışık olmayan toplum bu durumu uzun süre yadırgadı.

İlk başlarda MHP seçmenlerinden bile bu duruma anlam veremeyenler oldu.

Ancak, en sonunda Türk siyasetine devlet menfaatinin parti menfaatinden, kişisel çıkarlardan çok daha değerli olduğu dersini verdi. İttifak 6 yıldır devam etmekte...

İttifakta hiçbir güçlü çatlak belirmedi...

Yönetim krizi oluşturacak tek bir eylem olmadı…

Türkiye Cumhuriyeti, düzenli, disiplinli ve ciddi bir devlet anlayışıyla yönetildi...

Yıl 2023 ittifakın durumunda tek bir değişiklik yok...

Diğer tarafta 6’lı masa denilen bir oluşum var. 12 Şubat 2022 de ilk toplantısını yapan, o zamandan şimdiye kadar 11 toplantı yapan 6 siyasi partinin liderlerinin oluşturduğu bir masa...

Yapılan toplantılar sonucunda seçime iki ay kala aday belirlemenin karar verileceği günlerde masanın oy olarak 2. Partisinin liderinin masayı kumar masası olarak nitelendirip kalkmasıyla masa birden krize giriyor…

Bir gün sonra, bir şekilde İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının sürece dahil edilmesiyle, aynı masaya kalktığı gibi oturuyor…

Diğer yaşananlar ise şöyle:

Ahmet Davutoğlu, dediklerimiz olmazsa masadan kalkmakla tehdit ediyor… Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’de kendi partisinin genel başkanına haber vermeden Akşener ile miting düzenliyor... Milletvekili pazarlıkları, yardımcılık hesapları muhtemelen hala devam ediyor...

Görüldüğü gibi onca toplantı ve mutabakat metinlerine rağmen her an dağılabilecek, pamuk İP’liğine bağlı bir birliktelik...

Yazımızda iki ittifaka dair bilgiler vermeye çalıştık. Kamuoyunun hep birlikte şahit olduğu bazı süreçler anlattık.

Şimdi soruyorum çocuğumuz kadar değerli olan bizim değil çocuklarımızın devletini hangisine emanet etmeliyiz?

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.