CEZAEVİ MESELESİNE ATMASYON TEPKİLER

Türkiye’deki demokrasi ve hukuk fıtratları gereği çok tartışılır. Ancak cezeaevleri ve cezaevlerinin durumuyla ilgili kapsamlı tartışmalara çok az rastlanır. Adalet Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerdeki kararı, ender rastlanan süreçlerden birini işte böyle doğurdu.

Neydi o haber? Adalet Bakanlığı, 36 yeni cezaevi daha yapacak. Yeni cezaevlerine 8 milyar 713 milyon 944 bin lira harcanacak. Böylece Türkiye’deki toplam cezaevi sayısı 419’a çıkacak. Ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere Millet İttifakı’ndaki kitlenin bu konuyu inceleme şekli dikkatimi çekti. Özetle, meseleye hakimiyet seviyeleri Norveç’in başkenti Oslo’da yaşayan, Türkiye’yi haritada dahi gösteremeyecek bir Norveçli’nin bu haberi okumasıyla, konuya karşı oluşturduğu hakimiyet derecesiyle eşdeğer. Yani sıfır!

Sakarya’da yaşayan Sakaryalı bir birey olarak, cezaevine yatmış ve bu yakınlarda beraat etmiş bir kişi bulmak benim için hiç de zor olmadı. Zira vurdu-kırdı-ekşın konularında Türkiye’de en üst segment şehirlerden biriyiz. Söz konusu çok değerli abimin dediğine göre, cezaevindeki koşullar içler acısıymış. Yetersiz yatak kapasitesi nedeniyle geceleri yerlere ek yatak atma ve dönüşümlü olarak uyuma rutin hale gelmiş. Normal şartlarda dahi ruh sıkıcı bir durum olan bu kalabalıklık, pandemi koşulları düşünüldüğünde tehlikeli bir hale bürünüyor. Zira nüfus arttıkça matematiksel olarak mahkum sayısı da arıtıyor, kapasite artırma da nüfus artışını karşılayamıyor.  

Ana muhalefet, iktidarın başarısızlıklarının gölgesinden yürümeyi bırakıp, mevcut sorunları daha iyi analiz etmeli, ezbere konuşmayı bırakmalı. Cezaevi inşası kararı eleştiri demeçleri tamamen atmasyon... Cezaevleri meselesi, bana göre bu konuya çok güzel bir örnek oldu. (Özgürlüklerin kısıtlanmasını desteklediğim sonucuna varacak aynştaynlar çıkmaz umarım.)

İktidarın hatalı olduğunu düşündüğüm adımlarını sıklıkla bu satırlarda yazmıştım. Hatta bu nedenle çevremden “Aman çok da ses etme” telkinleri aldığım dahi oldu. Şimdi de Cumhur İttifakı neferi olarak işaret edilebilirim. Siyasi parti ve lider desteklemenin takım tutmaya benzediği Türkiye’de salt olarak doğru olanı savunmanın da böyle yan etkileri oluyor işte.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.