ÇOCUĞUNUZ NEREYE GİDİYOR?

Her şeyin teşhisi ve yorumunun olduğu çağdan sesleniyorum sizlere…

Hayatta davranış ve muamelelerimiz dahi moda akımının bir parçasını temsil edercesine yaşanıyor.

Siz özgünlüğünüzün, düşüncelerinizde ferasetin, yaşantınızda değerlerinizin elini bıraktınız mı ?

Sizlere yönelteceğim 2 sorum olacak lütfen cevabını iyi düşünün.

Modern ebeveynler misiniz?

 Yeni nesle karşı ben kül yutmam tavrıyla yaklaşan ebeveynler misiniz ?

Zira dışarıda kimisi ana avrat küfreden , kimisi madde kullanan ,kimisi alkol kullanan, annesine “geri zekalı” babasına “şerefsiz” diyen bir grup öfkeli genç var.

Nerede nasıl giyinmesi gerektiğini, nasıl oturup kalkması gerektiğini, nasıl konuşması gerektiğini, argoyu nerede ve nasıl kullanması gerektiğini bilmeyen gençleri anlatıyorum sizlere… Uzaydan gelmediler, evlerimizden çıkıyor bu çocuklar…

Ben ne yapayım çaresizliğini atın çöpe… Nerede yanlış yaptım deyip sorunun kökünü bulmayı deneyin.

Bizler hızla gelişen dijital çağda, okulun tek başına yeterli olmadığını hala anlayamadık sanırım.

Biz arkadaş gibiyiz deyip iletişimde ki saygıyı, sevgiyi koruyamadık.

Çocuklarımızla arkadaş gibi olmamıza gerek yok. Onların dışarı da bir çok arkadaşı var ama bir tane anne-babası var.

Onlara kül yutturmama çabasıyla uzak durmamıza gerek yok. İki ellerini önlerinde bağlayıp, hazır ol duruşunu almaları sizlere saygı duyduklarını göstermez. Sizden  korktuğunu gösterir.

Ve korku hiç bir şeye engel değildir yanlışı sadece geciktirir.

Yaşı kaç olursa olsun çocukların ailesinden beklentisi şartsız sevilmek ve güvende olmak. Yanlış yaptığında da o yanlışın telafisini yapabilmesi için farklı seçeneklerin gösterilmesi ve yolların fark ettirilmesine ihtiyaçları var…  İhtiyaç duyduklarında orda olmak, “yapabilirsin” “inanıyorum” diye gözlerinin içine bakmak, onun için esneyebildiğinizi görmek ve ne zaman yanlarında olmanızı isterlerse orada olacağınızın güvencesini hissetmek. Sabırla ve usanmadan onun hep omzundaki el olacağınızı bilmek… Bunlar olduğu zaman aranızdaki bağ kuvvetlenir,  anlamlı ve özel ilişki kurulmuş olur.

Kötü huylarını eleştirdiğiniz kadar iyi davranışlarını takdir etmenize ihtiyaçları var.

Eğitimin evde pekiştiği gerçeğini göz ardı etmeyen ebeveynler olmaya hazır mısınız?

Sakın kendini ezdirme lan!
Delikanlı o bırak hayatını yaşasın.
Ben yapamadım kızım yapsın.
Ne canlar yakacak bu.
Bu yaşta ne özgürlüğü saçmalama.


Orada Bi Dur!

Çocuk yetiştiriyoruz yarış atı değil.

Kendi hayatınızda eksik olan davranışlar ,tamamlanmamış olan duygular cinsiyetinizden, iyi, kötü, doğru veya yanlış olduğunuz için  değil size duyulan sevginin ve inancın gösterilmemesinden dolayı yarım kaldı.


Sakın kendini ezdirme lan ! derken ölçüsüz bir özgüven verildiği için can yakmak basitleşti.

Erkek çocuk hayatını yaşasın derken, sağlam karakter elden gitti.

Ben yapamadım kızım yapsın dediğiniz yılın üzerinden zaman geçti, senin düşünmeye utandığın şeyleri kızın yapsın derken nesil elden gitti.

Ne canlar yakacak bu derken, çok can gitti.

Bu yaşta ne özgürlüğü deyip aşağılarken, özgürlük anlayışı ahlaksızlık ile yer değiştirdi.


Sabırla çocuğunuzu keşfedin. Olumlu ve olumsuz yönlerini görmekte objektif olun. Yeni bir davranışı kazanırken, olumsuz davranışı geride bırakıp doğrusunu denerken onu cesaretlendirmek sabırla mümkün olur. 


Sevgi dolu aile samimiyeti, idealist eğitimciler var olursa, yanlışa yanlış, doğruya doğru diyebilme özgürlüğü benimsenirse gençlerimiz çok daha mutlu, çok daha başarılı olacaklar.


Z kuşağı sizi anlamaz, sizin z kuşağını anlamanız gerekiyor diye bir söz okumuştum.

Gençlerin kendilerini tanımadıkları ve anlamadıkları yerden sarılın onlara…


Çıkacağınız keşif yolculuğunda önce kendinizi onarın, yeni bir dünya inşa etmek o zaman daha kolay olacak…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.