İSRAİL İLE NORMALLEŞME YUNAN VE RUMLAR’I BİTİRİR

Siyasi ve ekonomik olarak küresel anlamda tarih kitaplarına geçecek günler geçirdiğimiz malum. Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken Türkiye, Çin ile birlikte ortada kalan en ciddi ülkelerden biri. Bizim de her iki ülkeyle ilişkilerimiz iyi, her ikisiyle de Karadeniz’de sınır komşusuyuz. Antalya’ya Mevlüt Çavuşoğlu önderliğinden gerçekleştirilen, Rus ve Ukraynalı dışişleri bakanlarını bir araya getiren zirve diplomatik başarı olsa da, savaşın gidişatına etki edecek kararlar çıkmasına vesile olamadı.

Bana göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrailli mevkidaşı Isaac Herzog ile Ankara’da gerçekleştirdiği buluşma, Rus-Ukrayna cephesinden çok daha önemli gelişmelere gebe. Neden mi? Basit: Doğu Akdeniz!

TÜRKİYE “BENİ DIŞLAYAMAZSINIZ” DEMİŞTİ

Türkiye’nin 2010’da Mavi Marmara kriziyle İsrail ile, 2013’te de Müslüman Kardeşler aleyhine darbe sonrası Mısır ile ilişkileri dibe vurmuştu. Yunanistan ve Güney Kıbrıs bu krizden epeyce faydalandı. Doğu Akdeniz’de doğalgaz ve petrol rezervleri bu süreçte çıktı, Yunanlar ve Rumlar Türkiye’yi yoksayan planlarını uygulamak için bulunmaz fırsat elde etti. Kendilerince deniz sınırı çizmeye çalıştılar, Antalya Körfezi’ne hapsedilmeye çalışıldık ama tutmadı. Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının boru hattıyla Avrupa pazarlarına taşınması için başlatılan ve İsrail'in önemli bir aktör olduğu East Med Forum araştırmalarının yarattığı gürültü de akıllarda. Türkiye, haklı olarak “Beni kendi bölgemden dışlayamazsınız” demiş, İsrail ve Mısır da Yunan tarafının şımarık isteklerine daha fazla yanaşmamıştı.

İsrail’in Yunanistan ile ilişkilerinin müttefiklik seviyesine gelme sebebi de Türkiye zira. 2010’dan sonra bu iki ülke yakınlaşmaya başladı. İsrail, Ankara’yı kaybedince mecburen Atina ile ortaklık kurdu ancak İsrailliler’in aklında daima Türkiye ile özellikle 1990’lardaki müttefiklik vardı. Yunanlar’a İsrail İHAları olan Heronları ve daha pek çok malzemeyi tedarik için el sıkıştılar, milyarlarca euro kazanç sağladılar. Çok normal. Zira her ülke kendi çıkarına bakar. Biz de öyle olmalıyız.

1974 KIBRIS HAREKATI EN BÜYÜK İSPATTIR

İşte bu yüzden Erdoğan-Herzog görüşmesi çok kritik. İsrail ile ilişkiler 30 yıl önceki gibi müttefiklik konumuna dönmese de normalleşirse Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Akdeniz’deki tüm planları suya düşer! Mısır ile de normalleşirsek bu iki ülke de derhal yüzünü Atina’dan Ankara’ya çevirir. Son raddeye gelip, Türkiye ile Yunanistan arasında tercih yapmak durumunda kalan kimse ikinciyi tercih etmemiştir ve etmez. Bunun tarihteki en belirleyici ispatı da 1974 Harekatı ve öncesinde yaşananlardır. Yunanistan maalesef bu gerçeği ısrarla görmezden gelip tek taraflı planlarını dayatmak için fırsat kollamaya devam ediyor.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.