Hasret bitti!
Günlerdir yoğun çatışmalar ve diplomasi trafiğinin ardından, buruk bir 10 Kasım sabahına Karabağ’dan gelen sevindirici haberlerle uyandık.

Uzun yıllardır bağrımızı kanatan bu hançerin, bir gün sökülüp atılacağını, elbet biliyorduk.
Tüm dünyada biliyordu!

Şaşırmadı asırlar; Türk milletinin esaret altına alınamayacağına, daha önce de defalarca şahit olmuştular.

Etrafını çevirsen, topraklarını işgal etsen, türlü oyunlarla benliğini değiştirmeye çalışsan dahi, öyle bir an geliyordu ki, anlıyordu bu aziz millet ne için var olduğunu!

Sonra; kahraman evlatları, en sevdiklerini dahi geride bırakıp, sonsuzluğun sırrına ermeye gidiyordu. Düğüne gider gibi güle oynaya!

Hep buna inandım ve sonsuza kadar inanacağım!
Çakalı çakal, yılanı yılan, kurdu kurt yaratan Rabbim; bizi de Türk yaratmıştı!

Daha ilk günden yüklemişti adalet terazisinin kefelerini omuzlarımıza!

Allah için, bizde iyi mücadele etmiştik. Gücümüz yerindeyken!

Takatimiz kalmadığında ise bedenimizden parçalar kesip koymuştuk terazinin mazlumların bulunduğu tarafına!

Bunu gören Mevla’m sırtımıza kanat takmıştı! 

Yıldırım gibi hızlı atlarımızla tozu dumana katıp, uçuvermiştik, evliya kerametlerinde olduğu gibi dünyanın bir ucundan bir ucuna!

Binlerce yıl önce atı evcilleştirip, demiri işlediğimiz vakit irkilen dünya; bugün gökyüzünde uçan demirden kuşlarımızın altında ufacık kalmıştı.

Demek hala bizde iş var!
İnandık mı, çalıştık mı, birbirimize bağlandık mı yine dünyaya bedel olabiliyoruz.

Ne demişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
“Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, büsbütün Türk çocukları kendileri için lazım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Bu tarihten Türk çocukları bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir.”

Karabağ’dan mutlu haberlerin geldiği bu 10 Kasım gününde, milli benliğimizi ve öz güvenimizi düştüğü yerden kaldıran Atamızı rahmetle anıyorum.

İlk günden itibaren Karabağ davasına sahip çıkan devletimizin büyüklerini ve gecesini gündüzüne katan isimli, isimsiz bütün vatan evlatlarını saygıyla selamlıyorum.
Karabağ Azerbaycan’dır!