Dünya var olduğundan beri güç, hakimiyet savaşlarına sahne olmuştur.

Göçler, savaşlar, yurt edinme, toprak sahibi olabilme mücadeleleri.. Toplumlar bu mücadelelerini verirken, kendini daha düzenli bir şekilde yönetebilmek için çeşitli yollar denemişler.

 

Toplumların bazı özellikleri vardır...

Her toplum kendi bünyesinde bunları barındırır. Toplumlar kendi iyilerini, kötülerini, delilerini, liderlerini kendileri yaratır... Toplumsal yaşamın en önemi özelliğidir bu. Sonu devlet olmaya giden yolun başlarıdır bunlar... Sonunda kendi düzenini sağlayacak, adaleti, düzenli yaşamı sağlayacak kurumu oluşturuşlardır “Devleti”.

Ufak bir kabilenin kurduğu düzen de devletin bir farklı çeşididir... Dünya modernleştikçe devletin şekli değişebilir ama asli unsuru bellidir.

Tarihte birçok millet, olduğu yerdeki şartlardan başka başka sebeplerle başka bir yere yurt edinmek için mücadele etmiştir. En zoru biz Türklere nasip olmuştur. Tarihin doğduğu yerleri, insanların en önemli olgusu dini inançlarının merkezlerini, kendine yurt edinmek için bu topraklara gelmişlerdir.

Bunu başarmışlardır ve karşılığında nasıl bedeller ödendiğini tarih bize gösterir.

Sadece 100 yıl önce bile, küçümsüyorum çünkü tarihin içerisinde çok kısa bir zaman. Bu topraklardan uzaklaştırılmak istendik, yine büyük bedellerle vatan savunuldu. Güç ve adaletle kurulan sistem 100 yıl önce çökme durumuna kadar geldi. Ondan sonra yeni bir sayfa... Sistemin artık işlemediği başka bir sisteme dönülmesi gerektiği gerçeği… Cumhuriyet… Yeni bir devlet… Milli bir birliktelik, kültür yaratılma zorunluluğu… Gerçek bir devlet olabilmek…

Bu kadar zor bir coğrafyada var olmanın, güçlü olmanın bazı gereksinimleri var. Bu kadar farklı unsurların bir arada olduğu yerde milli devlet olmayı başaramazsak, işimiz çok zor.

 

Biz daha 5 ay önce milli devlet olamamanın bedelini, vatanımız iç savaşa mahkum edilerek ödüyorduk… Ülkemizin askeri halkını bombaladı! 15 Temmuz millileşemeyen devletin en büyük sonucuydu… Bu ihaneti yapanlar, sonucunda bu devletin nasıl yaralar alacağını, iç savaşın eşiğine geleceğini düşünmelerine rağmen; bir kişinin emrini devletin geleceğinden üstün tuttular.. Devleti değil liderlerinin menfaatini düşündüler. Ve devlet tamamen ellerindeyken… Milli devletlerde devletten başka yerden emir alınmaz…

Milli devlet olmayı başarabilmiş bir ülkede, önemli olan devletin varlığı ve bekasıdır. Bilinçli bir batı projesi olan, bir ihanet şebekesinin, terör örgütünün de üzerinde olan bir şer grubunun, devletin tüm kurumlarına hakim olması… Eğitim, yargı, askeriye, istihbarat, polis… Devletin kaderinin Türk düşmanı İslam düşmanı birinin inisiyatifine bırakılması… Siyasi iktidarın yaptığı inanılmaz hatalar!! Uzun bir yazıda ayrıca değerlendirilebilir.

Burada bizim en önemli ders almamız gereken şey, kişilere gruplara değil devlete bağlılığın ilke edinilmesi. Yarın bir gün başka bir oluşumun aynı şeyleri yapmayacağının garantisini kim verebilir? Bunun tek çözümü milli devlet olabilmeyi başarabilmek. İnsanların bireysel bazda birilerine sempatisi olabilir, bu bir grup oluşum da olabilir... Ama bu grupta olmak devletin içinde bazı mevkilerin anahtarıysa o devlet yıkılmaya doğru yol alacaktır ki yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya da kaldık...

15 Temmuz bir milat olabilir Türk milleti için... Kişilerin değil devletin emrinde olan özgür bireyler yetiştirmek için büyük bir şans. Bu şansı kullanmalıyız.