MEDENİ İNSANLAR VE GELİŞMİŞ ŞEHİRLER

Bir paylaşımda görmüştüm şöyle diyordu: “Bir şehrin gelişmişlik seviyesi, kaldırımların yoldan yüksekliği ile ters orantılıdır.”

Bu tespite birkaç örnek daha eklemek istiyorum: İlk olarak kasislerle başlayalım.

Birçok Avrupa şehrine gitme fırsatım oldu; Amsterdam, Münih, Frankfurt, Milano, Venedik, Varşova, Poznan, Viyana, Prag, Gyor bunlardan bazıları.

Neredeyse hiçbirinde kasis yok. Peki bizde neden var?

Nedir kasis koyulmasını gerektiren uygunsuzluk?

İlk olarak vatandaşlarımızın hız limitlerine uymaması diyebiliriz.

Altına arabasını çeken maalesef kendini F16 pilotu sanıyor. Mahalle aralarında bile, o kadar hızlı araba sürüyorlar ki; geçen bir komşunun bisiklet süren çocuğuna çarptılar.

Hal böyle olunca, çoluk çocuğun başına iş gelmesin diyerek belediyeden muhatabını bulanlar, kasisi konduruveriyor, kendi sitesinin önüne. Orayı yavaş geçen F16’lar ise ileride hız almaya devam ediyorlar.

Kasislere rastladığımız bir diğer yer ise kavşaklar; buralarda sürücülerin çoğunluğu geçiş önceliklerini belirleyen kurallara uymuyorlar.

İşte tam bu noktada, yukarıdan uçan bir kamera ile baksak; ehliyeti bakkaldan alanlarla, sınavı geçmek için iki saatliğine kuralları ezberleyip sonra unutanların karşılıklı mücadelesinin yanı sıra; kurallara uymaya çalışanların bu çekişmenin ortasında kalarak yaşadıkları zorluğu da net bir şekilde görebilirsiniz.

İşte geri kalmış bir medeniyet icadı olan kasis, burada da kritik bir görev üslenerek, araçları kavşaklarda yavaşlamak zorunda bırakıp, oluşacak kazalı tartışmaların oranını azaltıyor.

Az daha unutuyordum!

Yurt dışında yaya geçidine yaklaşmanız dahi araçları durdurmaya yeterken, iç işleri bakanlığının yoğun farkındalık çalışmalarına rağmen yaya geçidinde durmayanların çaresini de kasisle bulduk. Kuralların bir gereği olan bu yol verme zorunluluğunu, şimdi aracımıza zarar gelmesin diyerek kasisler sayesinde mecburiyetten yapıyoruz.

Bazen şu da oluyor; yaya geçidinde duruyorsunuz, arkanızdan gelen araç devam ediyor. Allah göstermesin birine yol vereyim derken belki eceline sebebiyet vermeniz an meselesi!

Gelelim kaldırım meselesine. Gerçekten bazı ülkelerde kaldırımlar neredeyse yok denecek kadar düşük bir seviyede.

Aslında takıldığım husus yükseklik değil. Her bölgenin fiziki şartları ve iklim koşulları elbette yapıların ölçülerini ve yapılış tekniklerini etkileyecektir.

Fakat, bizdeki sıkıntı kaldırımlar ne kadar yükselirse yükselsin en ufak bir yağmurda orada yürümenin mümkün olmaması. Çünkü yollar su gölü olduğundan, geçen arabaların üstünüzü başınızı mahvetmesi hiçten bile değil. Kavşakta yol vermeyen yağmur suyuna bakar mı? Sonuçta adamın arabasıda yağmur altında!

Yıpranmış, bakım zamanı gelmiş yolları anlarım ancak; yeni yapılan yollarda dahi yağmur giderlerinin sayısının yetersizliği, su yolu eğimlerinin düzgün verilmeyişi, yada asfalt döküldükten sonra mazgalların temizlenmeyişinden dolayı çoğu bölgelerde su birikintilerinin olmasını anlayışla karşılaşmak mümkün değil. Kim bilir bu konulara çözüm bulmak yerine yol boyu kasislere işi kurtarabilirler. Artık “ilerledikçe”göreceğiz!

Trafikle ilgili diğer bir husus ise arabadan aşağıya çöp atmak. Ben köyde doğdum; küçükken öküz ve eşek arabasına binmişliğim var. Ama bazen öyle hayvanlara denk geliyorum ki, onca yükün altında hiç sesi çıkarmadan arabayı çeken öküzden; tüm yorgunluğuna rağmen çocukları eğlendirmekten şikayet etmeyen eşeklerden öğrenecekleri çok şey var.

İşe gidip gelirken gözlemliyorum, on beş günde bir şehrin girişindeki çimenlik bölge belediye ekipleri tarafından biçiliyor. Çimlerin altından çıkan çöpleri görseniz sanırsınız bir fırtına çıktı bütün pisliği buraya topladı. Allah insanlarımıza akıl fikir versin!

Yol boylarına koca koca çöp atmayınız tabelaları koymak belki çare olur, birileri utanır ne diyeyim.

Son arıza kaydımız elektrikle alakalı.

Kışın yoğun kar yağışını anladıkta, yazın kuş sürüsü geçse etkisinden elektrikler kesiliyor desek abartmış sayılmayız.

Nasıl bir alt yapıları var, arıza ve bakım programlarını kim yapıyor. Halk nasıl bilgilendiriliyor anlamak mümkün değil. Neyseki sosyal medya var! Sitem mesajımızı gören SEPAŞ hemen iletişime geçip arıza takibi ile ilgili bilgi verdi. Ancak az önce yine elektrik gitti. Sebebi belli değil! İfadeler ezberlenmiş cinsten!

Uzun zamandır yazmamıştım, sözü uzattım.

İyi pazarlar...

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.