NEFSİNİ YENEN LİDER: DEVLET BAHÇELİ

MHP lideri Dr. Devlet BAHÇELİ yine Türkiye’nin gündemini belirliyor. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası artık bu duruma alıştık. O gece o ilk çıkışı yaptığından beri Bahçeli, hakkında daha çok konuşulan bir lider oldu. Yenikapı Mitingi’nde yaptığı konuşma bize göre her zamanki gibi ama daha önce onu dinlemeyenlere göre müthiş bir konuşmaydı. Hala daha hafızalardan silinmiş değil.

Yaptığı her açıklama dikkat çeken her dediğine kulak kabartılan Bahçeli, her akşam televizyon kanallarında yapılan açık oturumların da bir numaralı konusu.

MHP lideri son basın toplantısında o kadar net konuştu ki kafalarda soru işareti bırakmadı. Bahçeli, MHP’nin 2019’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimiyle başlayıp 16 Nisan referandumuyla devam eden Yenikapı Ruhu bozulmasın diye çok önemli bir adım attı. MHP’nin cumhurbaşkanlığı için aday göstermeyeceğini ve mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın aday olması durumunda kendilerine destek olmak için karar alabileceklerini söyledi. Bunu da kurulması muhtemel olan Cumhur İttifakı’nın bir gereği olarak sundu.

Bahçeli her zaman olduğu gibi yine önce ülkem ve milletim diyerek nefsini ezdi geçti. Nefsini yenebilen tek lider olma özelliğini bir kez daha gösterdi. Olası bir cumhurbaşkanlığı yarışında siyaset tekrar kızışacak taraflar yine birbiriyle söz düellosuna girecek millet yine kutuplaşacaktı ve Bahçeli buna razı olamazdı, olmadı da. Türk ve Türkiye düşmanlarının içten ve dıştan kurdukları oyunları kendi akıl oyunuyla tekrar bozmuş oldu. AKP, CHP ve MHP’nin ortak mitingiyle başlayan Yenikapı Ruhu, CHP’nin bu ruhtan kopmasıyla zaten zarar görmüştü ve Bahçeli cumhurbaşkanlığı mücadelesiyle AKP ve MHP’nin arasının bozulmasına dolayısıyla da bu ruhun tekrar zarar görmesini ya da yok olmasını kendi nefisini tekrar yenerek engellemiş oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a verilecek destek AKP-MHP ittifakının bir sonucu. Olası Cumhur İttifakı’nın ülkedeki birlik ve beraberlik ruhuna yani Yenikapı Ruhu’na olumlu katkılar yapacağı da açıktır.

Bahçeli’nin ismini koyduğu Cumhur İttifakı’na oy verecek kişi aynı zaman da kendi partisine de oy verebilecek bu durum hangi partinin ne kadar oy aldığını da ortaya koyulmuş olacak. Bahçeli bu yöntemle partisinin %10 barajının altına düştüğünü iddia eden kötü niyetlilerin de çenesini kapatmış olacak. Burada benim naçizane bir görüşüm var. İttifak içindeki partilerin herhangi birisine oy veren kişi ittifaka da oy vermiş sayılabilir. Yani bir mührün de ayrıyetten ittifaka basılmasına gerek görmüyorum. Böylece hem milletin kafası karışmamış olur hem de alfabenin 29 harfini kullanarak dalga geçmek suretiyle milletin kafasını karıştırmaya çalışan kötü niyetlilerin de çenesi kapanmış olur.

MHP içinde ittifaka razı olmayanlar elbette olacaktır ama bu sayının zamanla azalacağını hatta ittifaka taraf olacağına inancım tamdır. Zaten Bahçeli’nin de bunu seçime daha çok zaman varken açıklamasının altında da bu yatıyor olduğu kanaatindeyim. Çünkü biliyorsunuz ki Bahçeli’nin açıklamaları en başta bazılarına yanlış gelse de zaman geçtikçe ve düşündükçe haklılığı hep ortaya çıkmıştır.

Bu ittifakın bugün itibariyle karşısında olanlar ittifaka karşı olan diğer kesimleri gözden geçirmeli, kimlerle aynı safta olduğunu görmelidir. AKP ve MHP’nin hazırlayıp referanduma sunduğu Anayasa değişiklik paketine karşı çıkanları bir hatırlayın tekrar aynı safta yer almayın. Ne demişti PKK’nın yetkililerinden biri “Yeni Anayasa metni Bahçeli-Erdoğan ittifakıdır. Kara faşistlerle yeşil faşistlerin barış anlaşmasıdır.” Başka bir PKK’lı yetkili de Bahçeli Erdoğan’la PKK’yı yok etmek üzere anlaştığını ve kürdistanın geleceği için Hayır verilmesi gerektiğini belirtmişti. Şimdi bu PKK’lılarla birlikte CHP, HDP ve İP bu ittifakın tam karşısında yer alıyor. Elinizi vicdanınıza koyarak bir seçim yapmak da tüm vatandaşların görevi oluyor. Vatandaş referandumda düştüğü hataya tekrar düşmemeli ve referandumda Hayır verdiyse eğer, bu ittifaka destek vererek hatasını telafi etmelidir. ABD’nin ve Türk ve Türkiye düşmanlarının karşısında durduğu ittifakın yanında durmak gereklidir.

İttifaka karşı olanların kara propagandaları MHP’nin üzerinde devam ediyor. MHP’nin %10 barajı altında olduğunu söyleyenler, partiyi kapatıyor diyenler, patron çıldırdı diyenler aslında kendileri çıldırdı. Patron onları çıldırttı. Yok şu kadar istifa, yok bu kadar istifa haberleri yapılıyor sürekli. Haberlerdeki istifa edenleri toplasan MHP’nin üye sayısını geçiyor. Oysa ki bakıyoruz MHP’nin üye sayısı sürekli artışta. Bu nasıl oluyor? Tabi ki istifa haberleri gerçek dışı veya abartılıdır sonuç olarak kirli bir propagandanın ürünüdür. 7 Ocak Pazar Günü Milliyetçi Hareket Partisi Sakarya İl Teşkilatı’nın düzenlediği “HAREKETE GEÇİYORUZ” isimli şölen bunun bir göstergesi. Organizasyonu kusursuz olan şölenle 3000’e yakın Sakaryalı MHP’ye katıldı. Her hafta yapılan basın toplantılarıyla hem yerel hem de genel gündemi değerlendiren, fikirlerini ve çözümlerini sunan MHP Sakarya İl Teşkilatı; Sakarya’daki diğer parti teşkilatlarına göre daha aktif gözüküyor. İnşallah bunun oy olarak karşılığını da görecektir. Bu şölenin MHP’nin diğer teşkilatlarına örnek olması ve aynı azmi onların da göstermesini temenni ediyorum.