O zaman Bismillah

Yine sancılıyım, karnım ağrıyor.. Güzel ülkem üzerinde oynanan pis oyunları gördükçe, biri bitmeden diğeri başlayan direkt şeytandan icazetli perde arkası kirli pazarlıklı şer ittifaklarını duydukça ve her kesimden insanımızın; emekli, çalışan hatta memleketin geleceği addettiğimiz pırıl pırıl öğrencilerimizin bu oyunlara nasıl getirildiğini, bu tuzaklara ne şekilde düşürüldüğünü canlı canlı izledikçe midem bulanıyor, içim yanıyor..



Hepsine bir söz diyelim desek sayfalara sığmaz; neleri, niceleri var da al sana canlı canlı Boğaziçi..



Size rektör ne lazım gençler! 
Biz de geçtik o yollardan. Biz de aşındırdık o kapıları. 
Bizim de dizlerimiz dirseklerimiz eskidi o amfilerde.. Lakin rektörün adını diplomayı alınca öğrenmiştik ve öğrenciler olarak, diplomaya attığı imza hariç o güne kadar hiç gereksinim duymamıştık kendisine!
Acaba ilgisiz miydik yoksa provoke edenimiz mi yoktu!



Bu işin kanunu var nizamı var. Yasaların öngördüğü şekilde rektör nasıl atanıyorsa o çerçevede atanır velev ki yasaya aykırı atanmışsa da bu sizin sorununuz değil. 
Siz, yarın rektör olan arkadaş “temizlik personelinin işine son veriyorum.. örgünler paspas yapacak, ikinci öğretimler badana.. yemekhanede de herkes kendi tabldotunu yıkayacak.. içtima saat 7 de, üç içtima aksatan sınıfta kalacak.. ” vb. derse o zaman haklı olarak ayaklanırsınız da, biz de size hak verir, elimiz dilimiz döndüğünce destek oluruz değil mi!



Her neyse, bugün uzun uzadıya anlatasım yok.. sadede gelelim..:)
 
Biz dertli insanlarız arkadaşlar ve bir meselemiz var.. Bu meselenin bize yüklediği sorumluluklarımız var.. Bir anlayışımız, bir ülkümüz, dünya görüşümüz ve hiç durmadan ileri giden kızıl elmamız var. 
Bu mesele dahilinde güzel ülkemin cisim, şekil, yan, yön, meşrep, memleket gözetmeksizin, her olumsuzluğa her oyuna rağmen büyük ölçüde güzel kalabilmeyi becerebilmiş güzel insanlarıyla ve iki arada bir derede kalmış iyi niyetli fakat azıcık kalın kafalılarıyla:) işimiz var. Bilinçli hainlere söyleyecek bir sözümüz yok.. Bilakis onlarla vakti gelince görülecek hesabımız var. 



Bu bağlamda zaman zaman sosyal platformlardan birbirimize bir şekilde ulaşıp karşılıklı fikir telakkisi etmekteyiz zaten. 
Ben Facebook’tan başka alan kullanmıyorum. İnstagram görsel ve reklam ağırlıklı geliyor, Twitter ise bol miktarda ihtiva ettiği ismi cismi farklı sahte hesaplarla itici geliyor.



Zaman zaman önemli sayılabilecek haber kuruluşlarından, sayfalarında veya köşelerinde yazmam doğrultusunda teklifler aldım lakin son derece Devlet-Bayrak-Vatan taraflı bakış açımla ve bu hassasiyetlerin dışında kalan hususlarda haklı ve doğrudan yana belirleyeceğim çıkarsız tavrımla bir gün ister istemez birileriyle aykırı düşebileceğimi öngördüm ve yoğurdu üfleyen biri olarak kalemime pergel yörüngelemekten imtina ettim, geri durdum. 



Ama günün günden çetin geldiği malûm ortamda da aynı yolun yolcuları, aynı ülkünün neferleri, aynı bayrağın hizmetkarları olarak safları da sıklaştırmak lazım değil mi! 
O zaman birbirinden değerli dava arkadaşlarımın, abilerimin, kardeşlerimin türlü emeklerle meydana getirdiği Allah, Kitap, Bayrak, Vatan, Devlet, Millet, Hak, Adalet merkezli, tamamen gönüllülük esasına dayanan, umarsız, çıkarsız, ekonomik kaygısız ve son derece seviyeli, kaliteli bir platformda hem siyasi ve yerel haberlerle hemde gündeme ve geleceğe dair birbirinden değerli fikirlerle İŞİN TÜRKÇESİ ni konuşalım, anlayalım, anlatalım, birbirimize güç verelim ve bir gün bu kulvarda en büyük güç olalım inşallah.



“Kehf, 18/46. Ayet 

اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَاباً وَخَيْرٌ اَمَلاً 

Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak salih ameller ise, Rabbinin katında, sevap olarak da ümit olarak da daha hayırlıdır.”

Sen kalpleri en iyi bilensin. Gönlümüz ferah, niyetimiz  hayır, sen hayırlı kıl Yarabbim. 

O zaman Bismillah..

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.