Kulaktan dolma bilgilerle böbrek taşının düşürülmemesi gerekiyor

Genellikle 20 ila 40 yaş arasında görülen böbrek taşının kesin nedeninin bilinmediğini belirten Op. Dr. Nuh Aldemir, “Böbrek taşı ağrısı bilinen en şiddetli ağrılardan biri olup, hastalar doğru ya da yanlış bir an önce bu sorununa çözüm bulma arayışına girer. Özellikle halk arasında kulaktan kulağa yayılan taş düşürmeye iyi geldiği düşülen bitki ve sıvıların büyük bir kısmı normalde zaten düşecek olan taşın, kullandığı bu maddelere bağlayıp etrafındaki kişilere söylemesinden kaynaklanır” dedi.

Kulaktan dolma bilgilerle böbrek taşının düşürülmemesi gerekiyor

Esenler Medipol Üniversite Hastanesi Üroloji Bölümünden Op. Dr. Nuh Aldemir, böbrek taşıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Op. Dr. Aldemir, taş hastalığının en sık 20 ile 40 yaşları arasında görüldüğünü belirterek, “40 yaşından sonra görülme sıklığı azalır. Böbrek taşı ağrısı bilinen en şiddetli ağrılardan biri olup sıklıkla hastalar bu ağrı nedeniyle acil servise başvurmaktadır. Bu şiddetli ağrı nedeniyle insanlar doğru ya da yanlış bir an önce bu sorununa çözüm bulma arayışına girmektedir. Özellikle halk arasında kulaktan kulağa yayılan taş düşürmeye iyi geldiği düşülen bitki ve sıvıların büyük bir kısmı normalde zaten düşecek olan taşın, kullandığı bu maddelere bağlayıp etrafındaki kişilere söylemesinden kaynaklanmaktadır. Halk arasından bununla ilgili birçok doğru bilinen yanlış var” diye konuştu.

"Yetersiz su tüketimine dikkat"

Böbrek taşının kesin sebebi bilinmemekle beraber özellikle beslenmeye bağlı faktörlerin önem taşıdığına değinen Op. Dr. Aldemir, sözlerine şöyle devam etti: "Bunların en önemlisi de yetersiz su tüketilmesi. Beslenme alışkanlığında yüksek hayvansal protein alımı, bol miktarda tuz (sodyum tüketimi), şekerin çok kullanılması, kahve ya da kakao tarzı gıdaların çok tüketilmesi de nedenler arasında sayılabiliyor. İdrar yolu enfeksiyonları, böbrekteki yapısal bozukluklar, bazı ilaçlar ve genetik faktörler de taş oluşumunda etkili olabiliyor. Tüm bu nedenlere bağlı olarak idrardaki bazı minerallerin çözünemeyip birikmesi daha sonra bu minerallerin birleşerek kristalleri oluşturması son olarak da bu kristallerin de birleşerek taş oluşturması ile oluşur. Böbrek taşların yaklaşık yüzde 80’ini kalsiyum oksalat taşları oluşturuyor. Bunun dışında enfeksiyonlara bağlı taşlar ile ürik asit taşları, sistin taşları ve kalsiyum fosfat taşları da görülmektedir. Böbrek taşının en sık görülen belirtisi şiddetli yan ve kasık ağrısıdır. Ayrıca bulantı, kusma, idrar yaparken yanma, idrardan kan gelmesi, sık idrara çıkma, idrarda zorlanma, ateş, üşüme-titreme de belirtiler arasındadır".

"Doğru bilinen yanlışlar"

Op. Dr. Aldemir, halk arasında taşı düşürdüğü öne sürülen yanlışlara da dikkat çekerek şu bilgileri verdi: "Halk arasında özellikle sodanın taş düşürdüğüne ilişkin yanlış bir kanı var. 2013 yılında 200 bin kişinin katıldığı çalışmada katılımcılar 8 yıl boyunca izlenmiş, kahve ve çayın düşük riskli taş oluşturabileceği bulunulmuş. Yine bu çalışmada şeker katılan sodanın da taş oluşturma potansiyeli açısından yüksek riskli bulunmuş. Bir diğer kanı da ısırgan otu ile ilgilidir. 2014 yılında Çin’de yapılan deneyde sıçanlarda böbrek taşı oluşturulmuş sonrasında ısırgan otu ile beslenen sıçanlarda taşın azaldığı gösterilmiş ama sonrasında insan deneyleri de dahil hiçbir çalışma yapılmamış. Karahindiba hakkında ise literatürde 1 çalışma var. İran’da yapılan çalışmada sıçanlar üzerinde taş oluşumu azalttığı gösterilmiş ama sonrasında hiçbir çalışma yapılmamış".

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER