SİZE ÖLMEYİ EMREDİYORUM!

Geçen akşam haber bültenlerine göz atarken, ismini pek duymadığımız bir televizyon kanalında birkaç kişinin, Atatürk’ün Conkbayırı’nda Türk askerine vermiş olduğu “Size ölmeyi emrediyorum” emri ile ilgili, ne aklın ne vicdanın içine sığmayacak boyutlarda eleştiri yaptıklarını konu alan bir haber izledim.

Kim olduklarını, nereden gelip nereye gittiklerini amaçlarının ne olduğunu tahmin edebileceğimiz tiplerin yorumlarını burada yazmak istemesem de konuya başlayabilmek adına maalesef gereklidir.

Güya “Size ölmeyi emrediyorum” diyen komutan, o emirle hilafetin askerlerini bile bile ölüme göndermiş ve amacı hilafete sahip çıkacak olan askerlerin sayısını azaltmakmış.

Bu kelimeleri duyunca tüylerim diken diken oldu.

Nitekim zaman zaman Atatürk veya Cumhuriyet inkılapları ile ilgili eleştiri yapan bazı kişilere dahi; kim Mustafa Kemal’in verdiği emir ile Çanakkale’de ölmek istemezdi diye sorduğumuzda, hepsinin gözleri yaşararak keşke öyle bir imkan olsa diye iç geçirdiklerine şahitlik etmişliğimiz çoktur.

O büyük komutan ki o zamanlar Yarbay Mustafa Kemal’dir.

Düşman çıkarmasını haber aldığında, beklemeden harekete geçer ve Conkbayırı’nda cephanesi bittiği için geri çekilmek durumunda kalan 27. Alay birliklerine;

“Düşmandan kaçılmaz” der.


“Cephanemiz kalmadı” derler.

“Cephaneniz yoksa süngünüz var, Süngü tak!” diye yüksek sesle emir verir.

Erler yere yatınca, düşmanda yere yatar.

Kendisi bu anıyı anlatırken;

“İşte kazandığımız an bu andır” der.

Bu olay yaşandıktan sonra 57. Alay bölgeye yetişir.

Bu olaydan sonra Kocaçimen Tepesi’nden bakıldığında, düşman gemileri gözükmekte fakat çıkarma yaptıkları yer tepenin arka tarafında kaldığı için nasıl bir kuvvetin geldiği tespit edilemediği ve sahilden çıkarma yapan düşmanın hakim tepelere ulaşması, şuan geçilemez diye övündüğümüz Çanakkale’nin belki de geçilme riski ile karşı karşıya kalması demek olduğu için…

Ne pahasına olursa olsun düşmana geçit verilmeyeceğini belirten iki kelime bir memlekettir

“Size ölmeyi emrediyorum” ifadesi…

Şimdi sıcacık köşeli koltuklarda, belki de masum Anadolu insanımızdan yardım maksadıyla toplanan paralarla yapılmış ışıl ışıl stüdyolarda bırakın iftirayı, imtina ile ağıza alınması gereken bir tarihi şerefimizdir “Size ölmeyi emrediyorum” ifadesi…

Savaşa giden, cephede olan, mevzide nöbet tutan herkesin mutlaka aklına ölüm gelmiştir…

Ancak bir savaş meydanında ilk defa “Size ölmeyi emrediyorum” diye bir kumandan askerine emir vermiştir ve anında yerine getirilmiştir.

Ne mutludur ki o emri veren kumandan bir Türk kumandanı!

Ne mutludur ki o emri tereddüt göstermeden uygulayan asker Türk askeridir…

Verilmiş olan bu kutsal mücadeleleri millete algı operasyonu yapmak için kirletmek isteyenlerle,

Milletimizi soykırım suçu ile suçlayıp, devletimizin polisine, askerine taş atmak gibi ihanetlerin içerisinde bulunmuş,

Ve maalesef Atamızın partisiyiz diye övünen bir partide il başkanı olmuş ama bizim gözümüz de çıban başkanı olanların birbirinden farkı yoktur.

Bu millet; din, devlet ve ecdat düşmanlarına geçit vermeyecek Allah’ın izni ile…

Ve bu milletin evlatları kendilerine bu sefer ölmeyi emretmeye gerek kalmadan gerekirse Afrin’den girerek, oyun kuranların oyunlarını bozup dünyanın üzerine bir güneş yükselecektir…

Yolumuz açık olsun…

Halil Hakan Oturak

18.01.2018