TEK DİL OLMADAN TEK MİLLET OLMAZ

TEK DİL OLMADAN TEK MİLLET OLMAZ

Cumhurbaşkanı ile Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin son dönemde bazı konularda 180 derece dönüşler içerisinde olduğu malumunuzdur. PKK açılımı, Gülen Cemaati gibi bazı canlı örnekler bunların başında geliyor. Değişen bu politikalar gayri milli yönden milli yöne doğru evrilme eğilimi göstermektedir. Bu nedenle olacak ki milliyetçi kesimler de bu politikalara destek vermekte ve geniş halk desteği de bununla beraber gelmektedir.

Cumhurbaşkanı ve hükümet hazır milli olmaya başlamışken şu Mısır'dan ithal ederek sahiplendikleri Rabia işaretinden de ya vazgeçmeli ya da millileştirmelidir. Tabi vazgeçmeyeceğine eminiz ama Türk Milleti'nin  birliği ve bütünlüğünün devamı için Erdoğan'ın Rabia işaretine yüklediği anlam yetersizdir. Erdoğan Rabia işaretini yani yaptığı dört parmağı Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Devlet, Tek Millet olarak tanımlıyor. Çok önemli olan ve Erdoğan tarafından dile getirilmeyen husus ise Tek Dil'dir.

Tarih boyunca hep görülmüştür ki dilini koruyamayan milletler ve çok dilli olan devletler dağılmaya mahkum olmuştur. Tek Dil ilkesinden bahsederken isteğimiz diğer dillerin yasaklanması değildir. Amacımız, devletin her kurumunda Türkçe'den başka bir dile yer olmaması ve Türkçe'ye verilen önemin artırılmasıdır. Bölücü partinin kazandığı belediyelerde Türkçe 2. hatta 3. dil konumuna indirilmiştir ve bu Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında verilen tavizlerle gerçekleştirilmiştir. Birçok bölücü fikirlere sahip belediyelere kayyum atanmış durumdadır ancak bu belediyelerin Türkçe'ye verdiği zarar derhal telafi edilmelidir. Kayyumun biri belediye girişindeki Kürtçe tabelayı kaldırıyor yani en doğrusunu yapıyor. Hükümetin İçişleri Bakanı ise Kürtçe de bizim dilimiz diyerek o tabelayı tekrar yerine astırıyor. Hayır, bakan bey Kürtçe bizim dilimiz değildir. Bölücülüğün ses bayrağı olmuştur. Bu yanlıştan derhal dönülmelidir. Ne diyor Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk:

"Milliyetin çok bariz vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz."

Atatürk'ün de dediği gibi toplumları millet haline getiren en önemli unsur dildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet bilmelidir ki Tek Dil olmadan Tek Millet olunmaz. Dili yok edersek milli ruh da milli kültür de yok olur ve Yenikapı Ruhu'nu da bir daha yaşayamayız. Bu nokta da Atatürk'ün Türkçe ile ilgili bir başka güzel sözünü aktarmak istiyorum.

“Türk milletinin dili Türkçedir. Türk Dili dünyada en güzel, en zengin ve kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sevip onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk Dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sonsuz felaketler içinde ahlakını, göreneklerini, anılarını, çıkarlarını kısacası; bugün kendisini millet yapan her niteliğinin, dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk Dili, Türk ulusunun yüreğidir, beynidir.”

Milli birliğimizi ve bütünlüğümüzü daim kılmanın en önemli şartı olan Tek Dil ilkesine sahip çıkalım. Bu ilke için gereken ne ise yapalım, Türkçe giderse Türkiye gider unutmayalım. Sözlerimi Atatürk'ün fikrimin babası dediği büyük sosyolog ve büyük Türkçü Ziya Gökalp'in sözleriyle bitirmek istiyorum.

Türklüğün vicdani bir,

Dini bir, vatanı bir...

Fakat hepsi ayrılır,

Olmazsa lisanı bir.

 

 

23 Eylül 2016 tarihinde yazarımız tarafından kaleme alınan yazıdır.