VİCDANSIZ SAVUNMANIN KURBANI EKREM KARAKAYA

Acılar insanı olgunlaştırır cümlesinin bir klişe olarak kaldığı gerçeğiyle yüzleştik.

"Doktor tedavi edemedi, hastam öldü!"

"Allah belasını versin!
Yok,yok Allah'ta vermesin. Ben kendi işimi kendim hallederim." diyerek yaşanılan bir vahşet haberi daha sayfalarda yerini aldı 
Bu ardına saklanılmayacak bir cehalet.

Önlemler ne alemde?
Önlem alınsın!
Önlem alınmadı mı? demek yerine, bu zamana kadar alınan önlemler neden işe yaramıyor sorusunu sormak gerekmiyor mu?

En ulvi mesleklerin başında yer alan doktorluğun hakkı muhataplarına veriliyor mu?

Hep duyduğumuz bir örnek var.
Çok değerli bir objeye, taşa bile dokunmakta tereddüt ederiz ama insan denilen madene hassasiyet göstermekten geri dururuz.

İnsanlığı, örfü, geleneği kaybettik. 
Vicdanı, şuuru, düşünceyi yitirdik. 

Üzülerek söylüyorum ki bazı durumlarda psikolojinin arkasına sığınmaktan gına geldi. 

Başlatmayın psikolojisine, Ekrem Karakaya ÖLDÜ! diyen insanların karşısında bu durumu analiz eden cümleyi kuracak yürek olabilir mi? 

O kadar olmasın! 

Muhterem doktorumuz Ekrem Karakaya'ya Allah'tan rahmet, yakınlarına derin hüzünle  sabır diliyorum. 

Zira beyazın üzerinde ki kırmızı canımızı çok acıttı.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.